Yıkık Minare ya da halk arasında Kesik Minare olarak da bilinen Caminin yıkılan kubbeli yapısının yerine kerpiçle yapılan Camii yıkılarak bugünkü Camii yapılmış, yapılan onarımlar nedeniyle Camii mimari özelliğini yitirmiştir.

Camiinin sağ tarafında Selçuklu tuğla işçiliğinin şaheser örneğini teşkil eden bir minaresi vardır. Kitabesi günümüze ulaşmayan minareyi, bazı araştırmacılar I. Alâeddin Keykubad (1220-37) dönemine, bazıları 13. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlemektedirler. Yıkık şerefe altındaki sırlı çanaklara 13. yüzyılın ilk çeyreğinde rastlanmaktadır. Buradan hareketle minarenin 13. yüzyılın ilk çeyreğinde yapıldığı kabul görülür. II. Beyazid dönemine ait Vakıf kayıtlarında “Küçük Minare Mescîdi” adıyla geçen Camin Minare şerefesi ve külahı yıkılmış, yıkılan kısımların ne zaman yıkılıp onarım gördüğü konusunda bilgi mevcut değildir.

Kübik kaide üzerine iyi pişirilmiş tuğla ile yapılan Minarenin şerefesinin alt kısmı çapraz üst kısmı yatay olarak örülmüştür. Şerefe altını kuşak halinde çini süslemeler çevirmekte, şerefe altı istalaktitlidir. Gövdeyi süsleyen yeşil renkli çiniler büyük ölçüde dökülmüştür. Minare kaidesi yanındaki camiye bitişiktir.

Kesme taş, tuğla, çini, kireç harcı kullanılan minarede; kesme taş kaidede örgü malzemesi olarak, tuğla pabuçlukta, gövdede, şerefe altında ve petek kısmında örgü malzemesi olarak, çini ise şerefe altında süsleme malzemesi olarak kullanılmıştır. Kesme taş düzenli teknikte, tuğlalar ise şaşırtmalı teknikte kullanılmıştır.

Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce projesi çizilip onarım ve restorasyonu yapılmıştır.